kişi belirlenmiş bir tarafıyla ele alınmaktadır. Öykü-roman ayrımında sayfa sayısı belirleyici olmasa da öykü, romana göre genellikle daha kısa yazılardır.
İtalyan yazar, Giovanna Boccacio’nun Dekameron kitabı bu türün ilk örneği sayılır. (16.yy)
Türk edebiyatında Dede Korkut Hikâyeleri destandan hikâ
yeye geçiş aşamasının en özgün ürünlerindendir.
Türk edebiyatında, anlatı geleneği bakımından halk hikâyeleri önemli bir yer tutar. Hikâyeci âşıkların kahvelerde, köy odalarında anlattıkları bu hikâyelerde toplum içi ilişkiler, çelişkiler incelenir. Konu çoğu zaman aşk, kahramanlık kimi zaman da dindir.
Edebiyatımızda çağdaş hikâye örnekleri, 1870’lerde görülür. Öykü türünde verilen ilk hikâye Emin Nihat’ın Müsameretname’sidir. Ahmet Mithat Efendi 1880-1890 yılları arasında 25 cüz tutan Letaif-i Rivayet’i yayımlamıştır. Bu türün en sağlam ve en güzel örneği ise Sami Paşazade Sezai’nin Küçü
k Şeyler adlı eseridir.
Türk edebiyatında manzum tarzda öyküler de vardır. Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy bu tarzda başarılı örnekler vermişlerdir. Balıkçılar (Tevfik Fikret), Küfe, Seyfi Baba, Mahalle Kahvesi (M.Akif Ersoy) manzum hikâyelerdir.
Olay Hikâyesi
Bu hikâye türüne Maupassant tarzı da denir. Giriş, gelişme ve sonucu olan, olaylar üzerine kurulan hikâyelerdir. Olaylar belli bir
mantık ve merak düzeni içinde işlenir.
Bu tarzın en güzel örneklerini, Fransız yazar Guy de Maupassant vermiştir.
Türk edebiyatında Maupassant tarzının öncüsü Ömer Seyfettin’dir. Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Refik Halit Karay bu tarzın Türk edebiyatında yer alan diğer sanatçılarıdır.
Durum (Kesit Hikâyesi)
Bu hikâye türüne Çehov tarzı da denir. Olayda giriş, gelişme ve sonuç yoktur. Olaydan çok, yaşamın belli bir zaman dilimindeki durumu anlatılır. Kişiler tüm yönleriyle tanıtılmaz; kişinin yaşama şartları, çevre ve zaman bize sezdirilir.
Bu tarzın en güzel örneklerini, Rus yazar Anton Çehov vermiştir.
Türk edebiyatında Çehov tarzının öncüsü Memduh Şevket Esendal’dır. Bu türde Sait Faik de önemli eserler vermiştir.